Bir gün Temel askere gider. Fakat Fadime arkasından bir mektup yazar
- Temelum haçen Sen cittun askere bizim tarla çapalanacak kaldı. Ne yapacaz Simdu.
Temel hemen mektup yazar:
- Fadime sakin o tarlaya bi kere bile kazma vurmayasun bu güne kadar yaptığım kaçak silahları ha oraya gömdüm. Kazarsan meydana cıkar
der Temel.
Tabi bütün mektuplar komutanların ellerinden geçer ya. Komutanı bunu okuyup
- Ula Temel şimdi yaktım çıranı
der ve bir manga askerle doğru Temelin köyüne gider. Tarlanın altını üstüne getirirler ve bir şey bulamazlar. Ve Temel bu baskın sonrasında bir mektup yazar ve der ki:
- Haçan Fadime nagun Hoca, yol ustu bir hana inmis. Nuh Nebi'den mi kalmis, Kaalubela'dan mi? Her ne ise.. Her tarafi delik desik olmus; adeta cokmeye bir basi kalmis. Hoca'nin yuregine bir korkudur dusmus ama, ne desin? Nihayet bir soz arasinda:
"Yahu, bu senin tavan da ne kadar gicirdiyor be, besik mi mubarek!" diyecek olmus ama, hanci baba hic orali olmamis; sozu sakaya bogarak;
"Agzini hayra ac Hoca, bu gicirti besik gicirtisi degil; tavan tahtalari Hak'ka tesbih cekiyor!" demis.
Hoca'nin kozu kullenirmi? Gozlerini hancinin gozune dikerek;
"Peki ama, demis; ya bu tavan boyle tesbih ceke ceke aska gelip de secdeye kapanirsa, bizim halimiz nice olacak!" sıl tarla güzel çapalandi gun Hoca, yol ustu bir hana inmis. Nuh Nebi'den mi kalmis, Kaalubela'dan mi? Her ne ise.. Her tarafi delik desik olmus; adeta cokmeye bir basi kalmis. Hoca'nin yuregine bir korkudur dusmus ama, ne desin? Nihayet bir soz arasinda:
"Yahu, bu senin tavan da ne kadar gicirdiyor be, besik mi mubarek!" diyecek olmus ama, hanci baba hic orali olmamis; sozu sakaya bogarak;
"Agzini hayra ac Hoca, bu gicirti besik gicirtisi degil; tavan tahtalari Hak'ka tesbih cekiyor!" demis.
Hoca'nin kozu kullenirmi? Gozlerini hancinin gozune dikerek;
"Peki ama, demis; ya bu tavan boyle tesbih ceke ceke aska gelip de secdeye kapanirsa, bizim halimiz nice olacak!"